Ferit Orhan Pamuk (d. 7 Haziran 1952, İstanbul), Türk yazar. Birçok başka edebiyat ödülünün yanı sıra 2006 yılında Nobel Ödülünü kazanarak bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur. Kitapları altmış dile çevrildi, yüzü aşkın ülkede yayımlandı ve 11 milyon baskı yaptı. 2006 yılında TIME dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçilen Pamuk, Nobel ödülünü alan ilk ve tek Türk
Taraf gazetesinde yazarlık yapmaktadır.
Orhan Pamuk 12 Ekim 2006 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak Nobel Ödülü kazanan ilk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tarihe geçmiştir. Akademi'nin 12 Ekim 2006 günü saat 14:00 civarında yayımladığı,
“ 2006 Nobel Edebiyat Ödülü 'Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan' Orhan Pamuk'a verilmiştir. ”
şeklindeki basın bildirisiyle Nobel Edebiyat Ödülü'nün Orhan Pamuk'a verildiği resmen açıklandı. Pamuk 7 Aralık 2006'da, İsveç Akademisi'nde Babamın Bavulu başlığı altında hazırladığı Nobel konuşmasını Türkçe yaptı, Türkçe bilmeyen izleyiciler ellerindeki çeviri metinden konuşmayı takip etti, birçok televizyon kanalı konuşmasını canlı yayınladı. Orhan Pamuk ödülünü 10 Aralık 2006 günü Stockholm Konser Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde İsveç kralı XVI. Carl Gustaf'ın elinden aldı.
ELİF ŞAFAK
Elif Şafak (d. 25 Ekim 1971, Strazburg) Türk romancı. İlk romanının yayımladığı 1997'den beri peş peşe eserler vermekte olan ve geniş bir okur kesimince tanınan sanatçı, 2009'da yayımlanan Aşk adlı romanı ile Türk edebiyat tarihininin en kısa sürede en çok satan edebi eserinin yazarı ünvanına sahip olmuştur. Ayrıca kitapları otuzdan fazla dile çevrilmiştir.
Yüksek lisans çalışması sırasında Kem Gözlere Anadolu (1994) adlı öykü kitabını ve ilk romanı Pinhan'ı (1997) yayımladı. Bu eserle Kombassan Vakfı tarafından verilen 1998 Mevlana Büyük Ödülü'nü kazandı[2].
Doktorasının ardından İstanbul'a taşındı ve Şehrin Aynaları'nı (1999) yazdı. Bir süre İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde "Türkiye ve Kültürel Kimlikler", "Kadın ve Edebiyat" konularında dersler verdi.
2000 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü'nü kazanan Mahrem romanı ile geniş okur kesimi tarafından tanındı. Bunu iki yıl ara ile yayımlanan Bit Palas (2002) ve İngilizce olarak yazdığı Araf (2004) adlı kitapları izledi.
GÜLTEN DAYIOĞLU
Gülten Dayıoğlu (d. 1935; Emet, Kütahya), Türk roman ve öykü yazarı.
İstanbul'da eski adıyla Atatürk Lisesi olan Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi'ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü. Daha sonra okulu bıraktı. Dışarıdan sınavlara girerek ilkokul öğretmeni oldu. On beş yıllık hizmetten sonra 1976'da istifa etti.
İlkokul üçüncü sınıfta, öğretmeninin yazarlık yeteneğini saptamasıyla yazma bilinci edinmeye başlamıştır. On beş yaşında bir öyküsü, Afyon'da, yerel bir gazetede (1950) yayınlandı. O zamandan bu yana (1963-2009) kesintisiz olarak 73 kitap yazdı. Bu eserler, altıncı yaştan itibaren çocuk ve gençlik düzeyine göre hazırlanmış öykü ve romanlardır.
İlk eseri, "Bahçıvanın Oğlu" adını taşıyan bir çocuk kitabıydı. Ayrıca yirmiden çok radyo ve televizyon oyunu yazdı. 1965'ten beri eğitim ve öğretim sorunlarıyla ilgili görüşlerini Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri başta olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerdeki yazılarıyla dile getirmiştir. Daha çok çocuk edebiyatıyla uğraşmıştır. 1963-1971 yıllarında çocuklar için, birer hikâyelik yirmi altı küçük kitap yayınladı. 6-9 yaş grubu için yirmi kitaplık "Ece ile Yüce" isimli bir de dizi hazırladı.
Evli ve yükseköğrenimlerini tamamlamış iki oğlu ve iki torunu vardır. Eserlerinin bir bölümü, çeşitli kurumlarca ödüllendirildi. Bir bölümü de yabancı dillere çevrildi.
Yazar, Fransızca ve orta derecede İngilizce bilmektedir.
KİTAP YAZMAK
Unutamyın ki; Şu bir gerçektir. Her insan sanatın bir dalıyla uğraşır. Kimisi müzik, Kimisi resim gibi örnekler işte...
Kitap yazmadan önce bol bol kitap okumalısınız. Usta olduğunuz veya sevdiğiniz bir türün kitaplarını okuyarak olay hakkında bilgi sahibi birisi olmalısınız.
Okuduktan sonra asıl iş başlıyor; Karakterleri yaratmak. Karakterleriniz bir hayal ürünü olacak evet ama insani özellikler taşımalı.En kötü karakter dahi bile insanı duygularını okura aktarabilmelidir.
Karakterlerde tamam artık yazmaya başlayabiliriz. Unutmayın senaryoyu veya kurguyu kafanıza bitirmeyin. Siz sadece yazdığınız zaman diliminde tarafsız davranın gerisi zaten bitmiş olacaktır. Yazdıktan sonra kendinize göre"bitti" dediğiniz yerde hikaye bitmiştir.
Hikaye bitince her şey bitmemiştir. Kitabınızı alın ve boş zamanlarınızda veya canınız sıkıldığında okuyun. Sakın iş yaparken okumayın. Kitabınız bitince sakın birkaç kişiye okutmayın. Okurlarınız yaptığı yorumlar size "bu kitabı baştan yazmalıyım" hissi uyandırır. Yapım aşamasında ise bol bol sorularınızı sorun.
Okudunuz ve düzeltiniz iş bitti sayılır. Annenizi, Babanızı dürtün veya paranızın bir kısmını ayırın. Bir yayın evinde bastırın ve tanıdıklarınıza dağıtın. Unutmayın emek sizi ünlü yapar zengin olsanız da bir şeyler yapmazsanız bunun bir anlamı kalmaz.
Kitabım basıldı diye rahatlamayın. Çocuksanız bu ilgi görecektir ve okunacaktır. İster inanmayın ister inanın çocuk olarak yazıyorsanız en azından iki üç sayfanız okunur. Bu sefer o okurların arasında kitabınızı beğenenler için yeni bir kitap kurgusu tasarlayın. Boş durmayın... Etrafınızı inceleyin araştırın ama bunu günde bir iki saatten fazla yapmayın yoksa bu işten tamamen sıkılırsınız.
Benden bu kadar ben anlatırım siz yapar ya da yazarsınız. Karar sizin elinizde kalemi alıp başlayın derim ama bu işten anlamıyorum derseniz ya da "banane" derseniz o zamanda zorla girin demem tabii ki...